Urfa sabahları sessiz uyanır. Balıklıgöl’ün suyu, çevresindeki taşlara nazikçe çarparken, kuş sesleri şehre karışır. Genç bir adam, göl kenarındaki taş banklardan birine oturduğunda, birkaç metre ötede yalnız oturan kadını fark etti. Kafasını eğmişti ama bakışları netti. Hafifçe başını kaldırdı ve gülümsedi: “Ben Urfa Kırgız Escort Nurgül. Sessizliği sevenler, genelde kendilerini duymaya yakındır.”
Nurgül’ün sesinde tanıdık bir dinginlik vardı. Kırgız kültüründen gelen ağırbaşlılık, onun kelimelerinde ve duruşunda hissediliyordu. Göl kenarında başlayan sohbet, göz temasından çok daha fazlasını içeriyordu. Nurgül, karşısındakini konuşmaya zorlamadan açan nadir insanlardandı.
Urfa’da birkaç haftadır olduğunu söyledi. Bu şehirde huzuru bulduğunu, işine olan yaklaşımının da bu dinginlikten beslendiğini paylaştı. O sadece bir Urfa Kırgız Escort değildi; temasla değil, anlayışla yaklaşan, önce dinleyip sonra ilerleyen bir kadındı.
Zamanla sohbet yavaşça yakınlığa dönüştü. Birlikte sessiz sokaklarda yürüdüler. Nurgül’ün varlığı acele ettirmiyor, tersine iç ritmini bulmana yardım ediyordu. Otelde geçirilen saatler boyunca her şey karşılıklı rıza, saygı ve duyarlılıkla ilerledi. Nurgül’ün teni kadar sesi de rahatlatıcıydı.
Nurgül’le geçireceğin bir gece, Balıklıgöl kadar sessiz ama kalıcı izler bırakır. Onunla zaman, sadece geçmez; durur.